SATILDI

MISIRLI HİDAYET (?-1972)

Çölde rüzgar ve insanlar, kağıt üzeri suluboya, imzalı.

48 x 66 cm

MISIRLI HİDAYET (?-1972)

Aslen İstanbul Fatih doğumlu olan Hidayet’in Mısır’a çok genç yaşta gittiği bilinmektedir. Hidayet’in Mısır’a gitme nedeniyle ilgili iki farklı hikaye anlatılmaktadır. İlk hikayeye göre Hidayet çok küçük yaşta ailesiyle birlikte Mısır’a giderek bu ülkeye yerleşmiştir. İkinci hikayede ise I. Dünya Savaşı sırasında, 1915 yılında Cemal Paşa’nın düzenlediği Kanal Harekatı nedeniyle Mısır’da İngilizlere esir düşen kardeşini bulmak için Mısır’a giden Hidayet’in de esir alınarak Kahire’ye götürüldüğü anlatılmaktadır. Kahire’deki esir kampındayken bir İngiliz subayı Hidayet’teki yeteneği fark ederek ona resim malzemesi hediye etmiş ve sanatçının resim serüveni böylece başlamıştır.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye dönmeyerek Mısır’da yaşamayı tercih eden Hidayet Mısır kralının himayesine girmiştir. Sanatçı, özellikle Kral Fuad’ın kızı ve Kral Faruk’un da kız kardeşi olan Mısır prensesi Fevziye’den büyük destek görmüştür. Geçimini resim yaparak sağlayan Hidayet’in bir süre Kahire Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yaptığı da bilinmektedir. Genellikle suluboya eserleriyle tanınan sanatçı, dönem dönem yağlıboya çalışmalar da gerçekleştirmiştir. Eserlerinde genelde Mısır görünümlerini, piramitleri ve Pazar yerlerini resmetmeyi tercih etmiştir.

Uzun bir süre böbrek rahatsızlığı çeken Hidayet, 1972 yılında Kahire’de Zamalek semtinde yer alan bir hastanede vefat etmiştir. Mısır’da hiçbir yakını olmadığı için sanatçının cenaze işlemleri Türk Konsolosluğu tarafından yapılmıştır. Hidayet’in tabloları ise T.C. Kahire Büyükelçiliği tarafından devralınmıştır. Ressamın tabloları arasında henüz bitmemiş ve imzasız olan ancak Hidayet’e ait olduğu uzmanlarca saptanmış yapıtlar da vardır. Yaklaşık 100 kadar eseri de T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından yurtdışındaki Türk büyükelçiliklerine gönderilmiştir. Ancak en zengin koleksiyon Kahire Büyükelçiliği’nde yer almaktadır. Hidayet’in suluboya ve yağlıboya yapıtları büyükelçilik konutunun giriş katında sergilenmektedir. Sanatçının büyükelçilikler dışında yurtiçi ve yurtdışındaki özel koleksiyonlarda, Kahire’deki Manial Sarayı’nda ve az da olsa Türkiye’de Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi gibi bazı önemli müzelerde de tabloları vardır.

 

Yakın çevresinin anlatımıyla Hidayet:

“Hidayet Mısır’ın renklerini, Nil Nehri'nin büyüsünü, masmavi gökyüzünü, kum fırtınalarını, çölde yansıyan parlak güneşini, palmiye ve hurma ağaçlarının üzerinde yükselen bulutları, Akdeniz’in azur mavisi sularında avlanan balıkçıları, Nil üzerinde yukarı Mısır’a Akdeniz’den gelen rüzgarla, Nil deltasına nehrin akışıyla sefer yapan Falukaları en cesur renklerle fırçasına tuvaline yansıtmıştır.   Özel yetenekleri Mısır Kraliyet ailesinin ve seçkinlerin dikkatini çeken Hidayet, o çevrelerin de yaşantısını konu alan eserleri büyük bir ustalıkla canlandırmış, Mısır’ın zengin tarihini, Eski Kahire’yi, Piramitleri, Aswan ve Luxor’un binlerce yıllık kalıntılarını hiçbir sanatçının başaramadığı bir ustalıkla resmetmiştir. Kullandığı suluboya ve ışık teknikleri günümüzde de hayranlık uyandırmaktadır.   Yaşamı paylaştığı, portre ve resimlerini yaptığı Polonya asıllı hayat arkadaşını bir gün evde kendini asmış olarak bulması, sanatçı üzerinde çok büyük etki yaratmış, o günden sonra o odanın kapısını bir daha açmamış, vefatında evine gelen Büyükelçilik görevlileri odayı ve içindeki eşyaları kalın bir toz tabakasıyla kaplanmış şekilde bulmuşlardır.   

Hayatının son dönemlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşmış olmakla birlikte gerek çevresindeki Türk toplumu, gerek Büyükelçilik mensupları kendisi ile ilgilenerek destek olmuşlardır. Son zamanlarında geçmişini, Mısır’a gelmeden önceki yaşantısı ile ilgili hususları pek hatırlayamayan sanatçı, Mısır makamlarının verdiği ikamet belgesi ile Kahire’de mütevazı bir apartman dairesinde yaşamış, doğduğu yer, aile efradı, doğum tarihi gibi konularda açık bilgiler olmadığından TC Kahire Büyükelçiliği'nin kendisine bir nüfus cüzdanı ve pasaport sağlanması konusunda İçişleri Bakanlığı nezdindeki girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Hidayet, 1972 tarihinde vefat ettiğinde geçmişine, kimliğine dair bilinmeyenleri de beraberinde götürmüştür”