SATILDI

AHMET YAKUPOĞLU (1920-2016)

AHMET YAKUPOĞLU (1920-2016)

Kütahya-Porsuk, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1974 tarihli.

83 x 62,5 cm                      

AHMET YAKUPOĞLU (1920-2016)

AHMET YAKUPOĞLU (1920-2016)

Türk resim sanatı içinde özel ve özgün bir yere sahip olan Ahmet Yakupoğlu, başta Kütahya olmak üzere, İstanbul, Ankara, Bursa, İznik, Konya, Antalya, Afyon, Balıkesir, Bilecik, Eskişehir, Konya, İzmir ve Amasya gibi pek çok şehirden, belgesel niteliğinde peyzajlar gerçekleştirmiş önemli bir sanatçıdır.

1920 yılında Kütahya’da, Yakupoğullarından Hacı Halil Ağa ile Şefika Hanım’ın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. 1964 yılına kadar ‘Çalışel’ soyadını kullanan ressam, bu tarihten itibaren ‘Yakupoğlu’ soyadını almıştır ve sanat dünyasında bu soyisimle tanınır. Ahmet Yakupoğlu’nun resme olan ilgisi küçük yaşlarda başlamıştır. Henüz ortaokul yıllarında, Kütahya sokaklarını, eski evleri, Porsuk civarını karakalem ile resmettiği ve çeşitli portre çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Sanatçının hayatındaki en önemli dönüm noktası ise, 1941 yılında Vahit Paşa Kütüphanesi’ndeki el yazması eserleri incelemek için Kütahya’ya gelen Ord.Prof.Dr. Süheyl Ünver ile tanışmasıdır. Dönemin kütüphane müdürü Hamit Aydın vasıtasıyla Süheyl Ünver’e çalışmalarını gösterme şansını yakalamış, çizimleri çok beğenen Süheyl Ünver de İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi’ne başvurması için kendisine yardımcı olmuştur. Bir rivayete göre, Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt başvurusu sırasında kendisinden vesikalık fotoğraf istenince, o yıllarda nadir ve pahalı bir şey olan vesikalığı çektiremeyip okulun lavabosundaki aynaya bakarak karakalemle kendi portresini çizip “vesikalık fotoğrafım” diye vermiştir. Bu portre o kadar ustalıkla çizilmiştir ki  kimse vesikalık fotoğraf olmadığını anlamamıştır. Güzel Sanatlar Akademisi’nde Feyhaman Duran atölyesinde öğrenim gören sanatçı, 1945 yılında mezun olmuştur. Akademideki öğrencilik yıllarında bir yandan da Süheyl Ünver ile tezhib ve minyatür çalışmıştır. Musikiye de yatkınlığı olan Ahmet Yakupoğlu, aynı zamanda neyzen olan akademideki hocası Halil Dikmen’den de ney dersleri almıştır. Ayrıca, neyzen Nurullah Kılınç ve Süleyman Ergüner ile musiki çalışmıştır.

Hocası Feyhaman Duran’ın yönlendirmesiyle doğaya yönelen Yakupoğlu, ünlü peyzajlarına 1940’lı yıllarda başlamıştır. Süheyl Ünver’in kaybolan kültür miraslarına dikkat çekmesiyle ilgisini bu yönde geliştirmiş, tabloları özellikle İstanbul’un gitgide kaybolan değerlerinin resmedildiği önemli bir belgeye dönüşmüştür. Sanatçının, 1940’lı yıllardan itibaren yaklaşık yarım yüzyılı kapsayan İstanbul peyzajlarında, şehrin Boğaziçi kıyıları,  erguvanlı bahçelere sahip tarihi yalıları, mor salkımlı Bağdat Caddesi, tarihi çeşmeleri, camileri, medreseleri, Anadolu ve Rumeli Hisarı civarı, Üsküdar-Eyüp-Fatih-Eminönü sokakları en güzel halleriyle ölümsüzleşmiştir. İstanbul’un bütün güzellikleriyle resmedilip belgelenmesi açısından bakıldığında, Ahmet Yakupoğlu, ressam Hoca Ali Rıza ile Ord.Prof.Dr.Süheyl Ünver ekolünün son temsilcisi olarak görülür.

Akademiyi bitirdikten sonra, Kütahya’ya dönen sanatçı, İstanbul ile olan bağını da koparmayarak uzun yıllar yılın bir kısmını İstanbul’da geçirmiştir. Feyhaman Duran ve Süheyl Ünver hocalarından öğrendiklerini memleketinde devam ettirerek, tablolarında Kütahya ve çevresindeki doğayı, kent merkezinin yanısıra yakınlardaki ilçelerde, köylerde yer alan tarihi yapıları, eski sokakları ve evleri de resmetmiştir. Resimlerini önceden herhangi bir çizim ya da tasarım yapmaya gerek duymadan doğrudan tuvale ya da kağıda aktarmayı tercih etmiştir. Sanatçının eserleri arasında önemli bir yere sahip olan, olağanüstü güzellikte resmettiği her türlü akarsu kendisine ‘Su Ressamı’ sıfatını da kazandırmıştır. Ayrıca, minyatür çalışmaları nedeniyle ‘Yaşayan En Büyük Türk Minyatür Ustası’ ünvanıyla da anılmıştır.

Peyzaj haricinde portre çalışmaları da olan Yakupoğlu’nun en önemli portre çalışmalarından biri şüphesiz çok sevip hürmet ettiği hocasını resmettiği Süheyl Ünver portresidir. Ayrıca, Süheyl Ünver’in kızı Gülbün Mesara, Akademi’den arkadaşı Nadide Uluant ve Kütahya eşrafından tanıdıklarının da portrelerini yapmıştır.

Kütahya’yı geliştirmek için yoğun çaba harcayan sanatçı, şehre büyük katkılarda bulunmuştur. Evini resim, minyatür, tezhip ve musiki çalışmalarının yapıldığı bir kültür merkezi haline dönüştürmüştür. Kütahya’da Türk Musikisi çalışmalarını başlatarak başta ney olmak üzere çok sayıda klasik Türk musikisi enstürmanının gençler tarafından tanınmasını ve öğrenilmesini sağlamıştır. Pek çok kişiye ney üflemeyi öğreterek bu alanda sayısız öğrenci yetiştirmiştir. Kütahya’nın zaman içerisinde ‘Neyzenler Şehri’ olarak anılmaya başlamasında Ahmet Yakupoğlu’nın payı büyüktür. Ayrıca unutulmaya yüz tutmuş Rebap sazını da yeniden canlandırarak gençler tarafından tanınmasına vesile olmuştur.

Doğaya olan sevgisi sadece yaptığı resimlerle sınırlı olmayan Yakupoğlu, Kütahya’da Yellice Dağı eteklerindeki ağaçlandırma çalışmalarına ön ayak olmuştur. Pek çok tarihi yapının restorasyonunda da maddi katkısının yanı sıra fiilen çalıştığı da bilinmektedir. Günümüzde Kütahya’nın en önemli sembollerinden biri olan Çinili Camii de bizzat sanatçı tarafından arazi tahsis edilip planı çizilerek 1973 yılında yaptırılmıştır. Vacidiye Medresesi’nin müzeye dönüştürülmesinde de çok emeği vardır. Kentte yer alan, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin ismi, sanatçıya bir saygı ve vefa göstergesi olarak, 2010-2011 yılında ‘Ahmet Yakupoğlu Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ olarak değiştirilmiştir.

1995 yılında, ‘Sokağım ve Çinili Cami’ adlı minyatürü ile Türkiye İş Bankası Kültür Sanat Büyük Ödülü, 2013 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen Yakupoğlu, Kütahya’da Maltepe Mahallesi, Yakupoğlu sokakta yer alan evini, kütüphanesini ve tablolarını kurduğu Ahmet Yakupoğlu Kültür ve Sanat Vakfı’na bağışlamıştır. 2005 yılında, bu vakfa ait tüm varlıklar, yine bizzat sanatçının onayıyla Dumlupınar Üniversitesi’ne aktarılmıştır. Sanatçının bağışlanan eserleri, üniversite tarafından ‘Ahmet Yakupoğlu Sanal Galerisi’ adıyla internet ortamında arşivlenmiştir (https://yakupoglu.dpu.edu.tr/). Ayrıca, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından sanatçı adına sempozyumlar ve resim yarışmaları düzenlenerek de isminin yaşatılması amaçlanmaktadır. Sanatçının eserleri ve kişisel eşyalarının yer aldığı evi, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra, 2023 yılının Temmuz ayında ‘Ahmet Yakupoğlu Müzesi’ olarak ziyarete açılmıştır.

                                                                                                                                     Deniz Çantay Armit

                                                                                                                                    Yüksek Sanat Tarihçisi

Ahmet Yakupoğlu ile ilgili yayınlar:

-Ahmet Yakupoğlu’nun Fırçasından Boğaziçi, Türk Petrol Vakfı Kültür Yayınları, İstanbul, 1983

-Rengarenk Kütahya, Türk Petrol Vakfı Kültür Yayınları, İstanbul, 1991 (Türkçe ve İngilizce)

-Minyatürlerle Nasreddin Hoca, Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü Yayınları 28, İstanbul, 1999 (Türkçe, İngilizce ve Osmanlıca)

-Resimde İstanbul ve İstanbul Ressamı Ahmet Yakupoğlu, T.C. Kültür Bakanlığı, Güzel Sanatlar Müdürlüğü, Ankara, 2002

-Mehmet Gönül, “Neyzen Ahmet Yakupoğlu”, İstem, Yıl:1, Sayı:1, 2003, sayfa 155-168 (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260993)

-Ahmet Yakupoğlu, İstanbul-Anadolu, Editör: Ömer Faruk Şerifoğlu,  TOKİ Başkanlığı, İstanbul, 2016 (2 Cilt)

-Ayşe Nur Sır Dündar, “Türk Monet’i Ahmet Yakupoğlu’nun Hayatından Sanata Dair Hatıralar”, Sayı:13, Yıl 2018, sayfa 942-962 (https://smartofjournal.com/?mod=makale_tr_ozet&makale_id=55927)

-Fatih Erdoğmuş, Ahmet Yakupoğlu’nun Minyatürlerinde Tasarım Anlayışı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı, 2019.