AVNİ ARBAŞ (1919-2003)

AVNİ ARBAŞ (1919-2003)
'Kont Sami' portresi, tuval üzeri yağlıboya, imzalı.
40x32 cm

Herhangi bir akıma bağlı olmadan yaptığı eserleriyle tanınan Avni Arbaş, lekeci bir teknikle ulaşılan yarı soyut anlatımların ustası olarak kabul edilir. İlk resim derslerini babası Albay Mehmet Nuri Bey’den aldı. Galatasaray Lisesi’nde okuduğu dönemde, asker ressam Mehmet Ali Bey’in yönetimindeki resim atölyesinde, Cihat Burak ve Selim Turan gibi geleceğin önemli ressamlarıyla çalışma olanağı buldu. Resim tutkusu ağır basınca Güzel Sanatlar Akademisi’nin orta kısmına geçmek için Galatasaray Lisesi’nden ayrıldı. 1940-1946 yılları arasında öğrenim gördüğü akademide, önce İbrahim Çallı’nın, daha sonra da Leopold Lévy’nin atölyesinde çalıştı. Lévy’nin atölyesinde çalıştığı yıllarda, aynı atölyeye devam eden Nuri İyem, Selim Turan, Nejat Devrim, Kemal Sönmezler, Turgut Atalay ve D Grubu kurucularından Abidin Dino gibi öğrencilerle birlikte Yeniler Grubu’nu kurdu.  Akademiden mezun olduktan sonra, Fransız hükümetinin bursuyla 1947 yılında Paris’e giden Arbaş, 1970’li yılların sonuna kadar burada yaşadı. Paris’te yaşadığı dönemde çok sayıda sergi açan sanatçı, soyut sanatı destekleyen Salon de Mai’ye (Mayıs Salonu) üye olarak aralarında Picasso, Tristan Tzara, Aragon, Prevert kardeşlerin de bulunduğu geniş bir dost çevresi edindi. Sanatçı Paris’te olduğu dönemde, hayranı olduğu Nazım Hikmet ile tanışarak onun karakalem portrelerini yapma fırsatı da buldu.

1977 yılında yurda dönem sanatçı, bu dönemden itibaren ağırlıklı olarak Mustafa Kemal portreleri, İstanbul ve Boğaz konulu resimler yapmıştır. Resimlerinde soyutlamalar giderek artsa da, sanatçının figüratif anlayışa eğilimi her zaman devam etmiştir. Lekesel anlatımlar Arbaş’ın sanat yaşamının temelini renklendiren ve biçimlendiren değerlerdir. Ayrıntıdan arınmış, seçmeci bir gözlem, değişken renk ve leke dokusuyla aktarılır ressamın tuvaline. Bu öznel yorum, güçlü yapı dengesi ve yumuşak duyarlılıkla birleşerek görünümlerden portrelere ve atlar serisine, ölüdoğalardan deniz insanının yaşamına kadar uzanan konu ayrımlarında bütüncül bir özgünlüğe ulaşır.

1981 yılında Atatürk’ün 100. doğum günü sebebiyle açılan yarışmada başarı ödülü alan ressam, 1991 yılında da Plastik Sanatlar Derneği’nin onur belgesine layık görülmüştür. Sanatçının ilk kişisel sergisi Paris’ten yolladığı tablolarla 1951 yılında İstanbul’da açılmış, bunu 1953 yılında Mahmut Makal’ın ‘Bizim Köy’ adlı romanından esinlenerek yaptığı resimlerle açtığı Paris’teki sergi izlemiştir. Sanat yaşamı boyunca, yurtiçinde İstanbul ve Ankara; yurtdışında da Paris, New York, Ohio’da olmak üzere toplam 23 kişisel sergi açan Arbaş, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli karma sergilere de katılmıştır. Yaşamının son yıllarını Foça’da geçiren sanatçı 2003 yılında vefat etmiştir.